TAPINAK
Çıkış
kitabının 25 ve 31 bölümlerine baktığımızda
Tanrı halkından kendisi için görkemli ve
özel bir tapınak yapmalarını istiyor. Peki
hiç düşündünüz mü Tanrı halkından neden
bir tapınak istiyor? Bunun özel bir sebebi
olmalı Tanrı kendisi için özel bir tapınak
yapılmasını istiyor. Çünkü Tanrı dağdan
halkının arasına inmek istiyor. Hatırlarsanız
Tanrı İsrailoğulları'nı Mısır'dan çıkardıktan
sonra onlara yol göstermek ve isteklerini
bildirmek için ne yapıyordu? Halkın arasından
Musa'yı çağırıyor ve O'na konuşuyordu ve
sadece Musa Tanrı'yla konuşmak için dağa
çıkıyordu.
Yine bir gün Musa Tanrı'yla
görüşmek için Sina dağına çıktığında Tanrı
O'ndan kendisi için bir tapınak yapmasını
istedi. Çünkü Tanrı dağdan halkının arasına
inmek istiyor. Halkını yönlendirmek, onlara
varlığını hissettirmek, onlara yakın olmak
daha doğrusu onlara aralarında olduğunu
göstermek için. Onlarla uzaktan değil ama
içiçe yakın canlı bir ilişki kurmak için
dağdan halkının arasına inmek istiyor. Sina
dağı yüce Tanrı'nın tahtını, varlığının
bulunduğu yeri simgeliyor. Hatırlarsanız
Musa Tanrı'yla görüşmek için dağa çıktığında
Tanrı Musa'ya "çarıklarını çıkar çünkü
bastığın yerler kutsal yerlerdir" dedi.
Kutsal olan dağın kendisi değildi Tanrı
orada olduğu için, orada kendisini çok özel
bir şekilde gösterdiği için o yer kutsal
olmuştu. Eski antlaşma boyunca Sina dağı
Tanrı'nın varlığının bulunduğu yeri simgeliyor.
Görüyoruz ki Tanrı tahtından inip halkının
arasında yaşamak istiyor. Çünkü Tanrımız
alçakgönüllü bir Tanrı'dır.
Bu yüzden bir tapınma
çadırı yapıldı. Bu çadırın diğer bir adı
buluşma çadırıydı bu buluşma çadırı Musa'dan
taa Süleyman'a kadar Tanrı'nın dünyadaki
eviydi. Aden bahçesinden itibaren günah
yüzünden Tanrı ile insanlar arasında bir
boşluk var bu boşluktan dolayı bir ilişkide
yoktur ve insanlar artık kutsal olan Tanrı'nın
huzuruna gelemez. Musa'ya kadar Tanrı'ya
tapınma aile içinde ve aile reisi tarafından
küçük bir sunak yapılarak onun etrafında
olurdu (Yaratılış 12:8, 13:18). Ama artık
Musa'nın döneminde bu aile büyük bir topluluk
olduğu için Tanrı'ya yaklaşıp tapınmak için
başka bir yöntem gerekiyordu. Ve Tanrı halkından
kendisi için bir konut yapmalarını istedi.
Biraz öncede söylediğimiz gibi konutun amacı
Tanrı'nın varlığının aralarında olmasıdır.
Tanrı böyle diyor M. Çıkış 25:8 => Tanrı
her yerde olduğu halde bu çadırda kendi
varlığını belli edecek ve dünyadaki insanlar
burada kendisi ile ilişkiye girebilecekler
ve O'na yaklaşabilecekler. Aynı zamanda
bu kutsal çadır aracılığıyla Tanrı'nın halkının
arasında olduğunu diğer uluslarda görebileceklerdi.
Çünkü çadırın üstünde gündüz bulut direği
ve gece ateş sütunu olarak Tanrı'nın varlığı
gözüküyordu. Ne zaman bulut kalkıp hareket
etse İsrailoğulları'da onu izliyorlardı.
Burada Tanrı'nın halkına verdiği çok özel
bir mesaj vardı. Tanrı halkına sizin rehberiniz
benim, siz beni takip edin ve korkmayın
çünkü ben sizinleyim demek istiyordu.
Eski Antlaşmanın en önemli
sorusu Tanrı sizinle mi değil mi? İsrailoğulları
ve Musa bir şey yapmadan önce her zaman
Tanrı'nın onayını arıyorlardı. Bir yere
gideceklerse veya bir savaş yapacaklarsa
her zaman bunu soruyorlardı. Tanrı bizimle
mi değil mi? Eğer bizimleyse gidelim ama
bizimle değilse hiçbir şey yapmayacağız
çünkü Rab bizimle olmazsa biz başarısız
olacağız. Bir örnek verelim M. Çıkış 33:1-4
=> Tanrı diyor ki ben sizinle gelmeyeceğim
peki Musa'nın buna karşı tutumu ve cevabı
nedir? M. Çıkış 33:15-16 => İsrail ulusunun
diğer uluslardan farkı nedir? Aslında hiçbir
farkı yok onlarda diğer uluslar gibi asi,
itaatsiz ve onlar gibi günahlı bir halk
ama İsrailoğulları'nı Davud'unda dediği
gibi diğer uluslardan farklı kılan tek şey
Tanrı'nın onlarla birlikte olması. Tanrı
onlarla olduğu için onlar Tanrı halkı olarak
diğer uluslardan farklı oluyorlar.
Tapınma çadırı geniş bir
avlu, kutsal yer ve en kutsal yerden oluşan
bir tapınaktı. Ve en kutsal yerde Tanrı'nın
antlaşma sandığı bulunuyordu. Bu sandığın
içinde Tanrı'nın yazılı yasası vardı ve
bu sandık Tanrı'yı temsil ediyordu. İsrailoğulları
bir yerden hareket edip bir yere gidecekleri
zaman Levili kahinler bu sandığı alıp halkın
önünden giderlerdi (Örnek: Şeria nehrinin
ikiye bölünmesi Yeşu 3:14-17). Antlaşma
sandığı Tanrı'yı temsil ediyordu. Bu yüzden
sandık her zaman onlarla olması gerekiyordu
sandığın gitmesi demek Tanrı'nın gitmesi
demekti. İsrailoğulları Filistinlilerle
girdikleri bir savaşı kaybettiler. Neden?
Çünkü Tanrı onlarla birlikte değildi. İsrailoğulları
sandığı kaybetmişler ve sandık Filistinlilerin
eline geçmişti. Bu yüzden İsrailoğulları
savaşı kaybettiler. 1.Samuel 4:21-22 =>
İsrailoğulları Yeruşalem'e
yerleştikten sonra Davud'un oğlu Süleyman
Rab için kalıcı ve görkemli bir tapınak
yaptırdı ve yaptırdıktan sonra Tanrı'ya
tapınağı kutsaması için dua ettikten sonra
Rab'bin görkemi geldi ve Tapınağı doldurdu.
O zaman hem İsrailoğulları hemde diğer uluslar
gördüler ki Tanrı gerçekten Halkının arasındadır.
Tanrı'nın halkından tapınak istemesinin
nedenlerinden bir diğeride Tanrı'ya O'nun
istediği şekilde yaklaşmaları ve O'nun yasasına
göre tapınmalarıdır. Kendi kafalarına ve
isteklerine göre değil Tanrı'nın isteklerine
göre O'na tapınmalıdır. Daha sonraki dönemlere
baktığımızda görüyoruz ki İsrailoğulları
Tanrı'nın yolundan ayrılmaya ve diğer uluslar
gibi günahlı bir hayat sürmeye başlayınca
ne oluyor? Tanrı Yeruşalem'i ve tapınağını
bırakıp gidiyor. Gidince ne oluyor? Yeruşalem
yıkılıyor.
O dönemlere peygamberler
aracılığıyla Tanrı vaat veriyor. Tekrar
tapınağına geleceğini ve yeni bir tapınak
kuracağını söylüyor. Malaki 3:1 => Tanrı
yeruşalem yıkıldıktan sonra tekrar söz verdiği
bu tapınağı kurdumu? Evet Tanrı söz verdiği
gibi Tapınağını tekrar kurdu ama fiziksel
bir tapınak olarak değil. Tanrı'nın kendisi
yine halkının arasına geldi nasıl oldu bu?
İsa'nın kendisi geldi. İmanuel Tanrı bizimle
demek İsa geldi ve geldiği zaman Tanrı'nı
eski antlaşmada verdiği vaatler gerçekleşmeye
başladı. Bu ayetlere baktığımızda vaatler
doğrultusunda Tapınağın aynı zamanda İsa'nın
bir simgesi olduğunu görüyoruz. Yuhanna
1:14'te diyor ki "Söz beden alıp aramızda
yaşadı." Bu ayet Grekçe'den tercüme
edildiğinde Söz aramızda çadır kurdu anlamına
geliyor. Evet İsa insan olup aramıza geldiğinde
kendisinin bir Tapınak olduğunu söyledi.
Yuhanna 2:18-21 =>
Eski antlaşmada tapınakta
en kutsal yer denilen bir bölme vardı ve
Başkahin sadece kendisi yılda bir kez oraya
girebilir. Hem kendi hemde halkın günahları
için yalvarır ve kurban kanı sunardı. Bütün
bunlar İsa'yı simgeliyordu. İsa kendisi
bizim Başkahinimiz olarak bizim günahlarımızı
bağışlatmak için çarmıhtaki kefareti ve
kendi kanı aracılığıyla en kutsal yere sadece
bir kez girerek bizi kesin kurtuluşa ve
Tanrı'nın huzuruna ulaştıran yolu açtı.
İbraniler 10:19 => böyle diyor. Ne demiştik
Tanrı'nın halkından tapınak istemesindeki
nedenlerinden biride herkesin kendi aklına,
yoluna ve isteğine göre değil Tanrı'nın
gösterdiği şekilde O'na yaklaşmalarıdır
demiştik. Yani bazı insanların inandığı
gibi her yol insanı Tanrı'ya ulaştırmaz.
Bazen etrafımızda birçok kişiden duyarız
o din, bu din fark etmez hepsi Allah'ın
yolu sen öyle kendi kafana göre, ben böyle
kendi kafama göre inanayım önemli olan Allah'a
inanmaktır derler. Ama bu doğru değil Tanrı'ya
yaklaşmak, O'nu tanımak ve tapınmak isteyenler
Tanrı'nın istediği yolla O'na yaklaşmaları
gerekir. Bu yüzden İsa diyor. "Beni
tanıyan Baba'yı tanır ve beni gören Tanrı'yı
görmüş olur ve tek gerçek tek yol benim,
Benim aracılığım olmadan hiç kimse Baba
Tanrı'ya gelemez ve yaklaşamaz."
İsa öldü, gömüldü, dirildi
ve göğe yükseldi. İsa göğe yükselmeden önce
Kutsal Ruh'un yani Tanrı'nın tekrar insanların
arasına tapınağına geleceğini söylemişti.
Ve bu pentikost gününde gerçekleşti. Pentikost
gününde Tanrı tekrar tapınağına geldi. Ama
onun tapınağı neresi oldu? Artık Tanrı Tapınma
çadırına değil, Süleyman'ın yaptırdığı taş
binaya da değil yine İsa'nın bedenine geldi.
Ama İsa göğe alınmıştı o halde İsa'nın bedeni
kim? Tabi ki biz inanlılarız Pavlus Korintliler'e
yazdığı mektupta "Bedenlerinizin Tanrı'nın
tapınağı olduğunu bilmiyor musunuz o halde
bedenlerinizde Tanrı'yı yüceltin" derken
aynı şekilde İnanlılardan oluşan kilisenin
Tanrı'nın tapınağı olduğunu söylüyor Efesliler
2.19-22=>'de. Evet kardeşler etrafımızdaki
Kilise binaları değil bizler yaşayan Tanrı'nın
tapınağıyız.
Pentikost gününden beri
Tanrı inanlıların arasındadır. Şimdi Tanrı
buradadır, kutsal Kitap okuduğumuzda, ilahi
söylediğimizde, dua ettiğimizde Tanrı buradadır.
Ev guruplarımızda Tanrı oradadır nerede
iki veya üç kişi toplanırsa Rab'bin adında
Rab oradadır. Tıpkı İsrailoğulları gibi
bizi diğer uluslardan, diğer insanlardan
farklı kılan şey onlardan üstün ve başarılı
olmamız değil çünkü bizde onlar gibi bir
zamanlar Tanrı'dan uzak ve günahlıydık.
Ama Rab bizi seçti ve kendi halkı yaptı
bu yüzden bizi diğerlerinden farklı kılan
tek şey Tanrı'nın bizim aramızda olmasıdır.
Evet Tanrı aramızda ama
onun hayatımızda güçlü bir şekilde görünmesi
birazda bize bağlı nasıl işledikleri günahlar
ve isyanlar yüzünden Tanrı'nın görkemi Tapınağı
bırakıp onlardan uzaklaştıysa onları terk
ettiyse bizde dikkat etmeliyiz. Elbette
Tanrı'nın Kutsal Ruh'u bizden hiçbir zaman
ayrılmayacak ama bizler günahlarımız ve
isyanlarımızla O'nu kederlendirip üzebiliriz
ve hayatımızda etkin olmasını engelleyebiliriz.
Bu yüzden İsa'nın izinden yürüyelim çünkü
bizim rehberimiz O'dur. Nasıl Eski Antlaşmada
İsraillilere gündüz bulut gece ateş direği
yol gösterdi ise bize de kutsal Ruh aynı
şekilde yol gösterecektir. Bu yüzden O'nu
üzmeyelim ve sesini bastırmayalım. Unutmayalım
bizler bu dünyada göçebe ve garibanız. Bizim
vatanımız göklerdedir. Eski antlaşmada tapınak
aynı zamanda İsrailoğulları'na bu gerçeği
hatırlatıyordu. Sık sık yer değiştirmeleri
ve tapınağın taşınması onların bu dünyada
kalıcı olmadıklarını gösteriyordu. Aynı
şekilde bizde bu dünyada kalıcı değil göçebeyiz.
Ve her zaman bunu hatırlamalıyız.
Bu yüzden Tanrı'nın kilisesi
olarak kendimize dikkat etmeliyiz. Kutsallıkta,
sevgide, hizmette ve Tanrı'yı yansıtmakta
insanlara yani inanlı olmayan diğer kişilere
Tanrı'nın aramızda olduğunu gösteren bir
işaret olmalıyız. Çünkü tapınağın diğer
bir amacıda budur. Tanrı'yı tanımayanlara
Tanrı'yı gösteren bir işaret olmak. Süleyman
yaptırdığı tapınağın uluslara Tanrı'yı gösteren
bir işaret olması için böyle dua etti. 1.Krallar
8:41-43 => Süleyman'ın döneminde diğer
insanlar yaşayan Tanrı'yı görmek için bu
tapınağa geliyorlar idi. Peki şimdi? İnanlı
olmayanlar yaşayan Tanrı'yı görmek için
hangi tapınağa gidecekler? Onların imanlıların
yani bizim aramıza gelmeleri gereklidir.
Bizimde yaşayan Tanrı'yı onlara göstermemiz.
Sonuç olarak kardeşler
Eski Antlaşma inanlıları gibi bizde her
zaman yapacağımız işte ve her hareket ettiğimizde
onlar gibi kendi kendimize sormalıyız, 'Tanrı
bizimle mi? Yoksa değil mi diye? Eğer Tanrı
bizimle değil ise, bizimle gelmiyorsa biz
hiç bir şey yapamayız. İsa bunu açıkça söyledi.
"Bensiz Hiçbir şey yapamazsınız"
diye. Ama Tanrı bizimle ise Hiç Arkamıza
bakmadan, Tanrıya güvenerek İsa'nın rehberliğinde
ve Kutsal Ruhun gücü ile imanla hareket
edelim. Çünkü Romalılar 8;31'inde dediği
gibi. "Tanrı bizden yanaysa, kim bize
karşı olabilir."
Antalya İncil Kilisesi Pastörü
Ramazan
Arkan
|